3. Akdeniz Filosu Komutanı Tümamiral Darrieus’un Musa Dağı Ermenileri’nin Tahliye Edilmesiyle İlgili Raporu Eylül 1915

2. Tümen  ve 3. AkdenizFilosu Komutanı Tümamiral Darrieus, Deniz Kuvvetleri Bakanı Sayın Victor Augagneur’a

Telgraf No. 293. Gizli.

Jauréguiberry Gemisi  22 Eylül 1915.

(Fransızcadan Çeviren Ufuk ŞAFAK)

Aşağıda 3. Filoya bağlı kruvazörlerin 5-13 Eylül tarihleri ​​arasında Cebel Musa’daki Ermeni nüfusunu tahliye etmek amacıyla gerçekleştirdikleri operasyonları sizlere aktarmaktan onur duyuyorum.

Cebel Musa Sıradağları, Ras el-Mina’nın (Antakya Körfezi’nin kuzey ucu) ucuna yakın, Asi Nehri’nin ağzının kuzeyinde yer alır. Güneydeki Cassius Dağı masifi gibi, neredeyse sadece Küçük Ermenistan Krallığı’nın son kollarını oluşturan Ermeni nüfus tarafından meskun edilir.

Tahliye edilen ve 4.000’in biraz üzerinde insanı kapsayan nüfus, yaklaşık 15 kilometrekarelik bir alana yayılmış olan Vakıf, Razer, Yoğunoluk, Kabbusi, Kabaklı, Hacı Habipli, Bityas, Eski Köprü adlı sekiz köye aittir.

Ermeni ayaklanma hareketi, Osmanlı yetkililerinin bir süredir yaptığı sayısız tacizin sonucu olarak ortaya çıktı. Savaşın başında Türkler Ermenilere nispeten ılımlı davrandılarsa da, son altı ayda durum değişti.

İlk olarak siperlerin inşası için Ermeniler zorunlu olarak çalıştırılmak istendi. Ardından askeri yetkililer Ermeni erkeklerin askerlik hizmetinden muaf tutulması için kişi başı iki Türk lirası vergi talep etti. Bu vergiyi kısa süre sonra beş Türk lirası tutarında ikinci bir vergi izledi. Bu aşırı vergilendirmeyle yarı yarıya mahvolmuş olan nüfus, Türklerin katır, eşek ve sığır talepleriyle tamamen mahvoldu. Alınan hayvanlar elbette asla geri ödenmedi. Türkler, vaatlerine rağmen belli sayıda Ermeni’yi zorla askere aldılar.

Ağustos ayının başında, Türklerin yaklaşık 60 kadın ve kızı kaçırdığı Bityas sakinleri dağlara kaçtı. Aynı zamanda, Cebel Musa halkına tüm mallarını ve hayvanlarını satıp Şam’a gitmek üzere toplanmaları emredildi. Antakya kaymakamına şikayette bulunmalarının ardından, kaymakam emrin resmi olduğunu ve Cemal Paşa’dan geldiğini söyledi.

Aslında, Trakya ve Makedonya’dan 900 Türk ailesi birkaç hafta önce Süveydiye’ye gelmişti ve Osmanlı yetkilileri onları Ermeni köylerine ve mülklerine yerleştirmeyi planlıyordu. Türklerin tekliflerine güvenmeyen ve Şam’a ulaşmadan önce katliamdan haklı olarak korkan tüm sağlam Ermeniler silahlandı ve yanlarında yaşlıları, kadınları, çocukları ve sürülerini de götürerek dağlara kaçtı.

Savaşan Ermeniler başlangıçta yaklaşık 700 sağlam adamdan oluşuyordu; 140 gras tüfeği, Türklerden ele geçirilen 8 Mavzer ve çoğu kötü durumda olan yaklaşık 300 av tüfeğine sahiptiler. Savaşın başından beri sabırla biriktirdikleri kara barutla kendi fişeklerini yapıyorlardı.

Tercüman subayların Ermenilere karşı gönderilen düzenli Türk birliklerinin gücüyle ilgili topladıkları ifadeler çok çelişkilidir. Düzenli Türk askerlerinin sayısının hiçbir zaman beş veya altı yüzü geçmediği varsayılabilir. Bu askerler çoğunlukla Mavzer tüfekleriyle silahlanmıştı, birkaçının yağlı tüfekleri vardı.

Osmanlı birliklerine Halep ve Beylan bölgelerinden toplanmış, yağma cazibesine kapılmış ve Ermenilerin direniş göstermeyeceğine inandırılmış çok sayıda Müslüman fanatik katıldı. Bu düzensiz birlikler genellikle sadece sopalarla silahlanmışlardı.

Ermeniler 7 Ağustos’tan itibaren çok sayıda saldırıyı püskürtmüş, bu esnada her iki tarafta da vahşet olayları yaşanmıştır.

İsyancılar Cebel Musa sırtlarının bir kısmını işgal etmiş ve bir vadi aracılığıyla denizle serbestçe iletişim kurabilmişlerdi. Ancak kara tarafında tamamen kuşatılmışlardı; cephaneleri ve yiyecek kaynakları hızla tükeniyordu.

İşte bu esnada 5 Eylül günü Suriye’nin kuzey kıyılarında seyreden Guichen gemisini gördüler ve bu geminin komutanının dikkatini çekmeyi başardılar; komutan da hemen kendileriyle temasa geçti.

3. Filonun harekâtına ilişkin 11 Eylül tarihli ve 261 sayılı mektubuyla, Koramiral Dartige du Fournet, yapılan ilk görüşmeler hakkında size bizzat rapor verdi. Ben burada söz konusu mektubun yalnızca özetini sunuyorum ve gerekirse ona da başvurmanızı rica ediyorum.

5 Eylül öğleden sonra, Guichen komutanı genç lider Pierre Dimlakian ile temasa geçti ve Dimlakian, kendisinin ve arkadaşlarının içinde bulundukları ciddi, hatta umutsuz durum hakkında onu bilgilendirdi.

6 Eylül’de telsizle bilgilendirilen Jeanne d’Arc, Desaix ile olay yerine geldi. Dimlakian, Amiral Dartige du Fournet’e Guichen komutanına daha önce yapılmış olan talepleri yeniledi: kadınların, çocukların, yaşlıların, yaklaşık 3.000 kişinin Kıbrıs’a tahliyesi; 2 ila 300 tüfek ve mühimmatın yanı sıra dağı tutmaya devam edecek savaşçılar için 100 torba un ve 50 torba tuz teslimi.

Aynı gün Koramiral, durumu 1000 sayılı, 1 numaralı şifreli telgrafla Bakan’a bildirdi ve talimat aldı.

Amiral Chamer’in bir subayının yaptığı hatanın sonucu olarak, bu telgraf Jauréguiberry tarafından 15 Eylül’e kadar iletilmedi. Bu hata ne kadar üzücü olsa da, Ermenilerin durumunun o kadar kritik bir noktaya ulaştığını düşünüyorum ki, başka bir çözüm için zaman olmadığından tahliye edilmeleri gerekiyordu.

7 Eylül Jeanne d’Arc, Amiral Yardımcısının Kıbrıs Yüksek Komiseri  ile irtibata geçti ve Mağusa’ya gitti. Görüşmeler olumsuz sonuçlanınca Amiral, Ermeni mültecilerin Mısır’a kabul edilmesi için İngiliz yetkililer ve Kahire’deki Fransız Elçisi ile en acil adımları atmamı istedi. Jeanne d’Arc’ın Amirali özel bir görev için ayrılmaya hazırlandığı 10 Eylül’de Port Said’e geri döndü.

Ayrıca 17 Eylül tarih ve 286 sayılı yazıyla mültecilerin barınma ve beslenmeleri konusunda alınan geçici tedbirleri de sizlere bildirmiştim; bu raporda bunlara tekrar değinmeyeceğim.

10 Eylül’de Pierre Dimlakian, Desaix komutanına çok acil bir şekilde başvurarak, Ermeni isyancıların ancak 48 saat yetecek kadar cephaneye sahip olduklarını, Türklerin sırtlardan çekilmelerini zorunlu kılacak ciddi bir saldırıda bulunmaları halinde, vadilere sığınan kadın, çocuk ve yaşlıların katledileceğini bildirdi.

Komutan Vergos, durumu Koramirale bildirdi, ikmal için Port Said’e ulaşacak olan Guichen’in bölgede kalmasını emretti ve Osmanlı birliklerinin moralini bozmak ve ileri hareketlerine engel olmak amacıyla Süveydiye’deki kışla ve telgrafın yanı sıra Kebbusiye ve Kabaklı’daki iki cephane deposunun imha edilmesi için yetki istedi.

Amiral Dartige du Fournet, talep edilen imhayı gerçekleştirme yetkisi verdi ve Desaix komutanına, koşullar gerektiriyorsa Ermenileri tahliye etmek için gerekli önlemleri almasını emretti. D’Estrées’i ve Amiral Charner’ı emrine verdi. Aynı zamanda, Foudre’ye Port Said’den ayrılma ve Ras el-Mina’ya gitme emrini verdi.

Cuma akşamı, Desaix, Süveydiye kışlasını ve telgraf istasyonunu bombaladı ve yok etti. Guichen ise mühimmat depolarını havaya uçurdu. Her iki gemi de, mümkünse Bakan’dan talimat beklenerek, mültecilerin gemiye bindirilmesi için düzenlemeler yaptı.

Musa Dağı 12 Eylül 1915 Teknelere Biniş

Cumartesi günü 11’inde Ermeni liderleri cephanelerinin tükenmek üzere olduğunu duyurdular ve onlarla bir anlaşmaya vardıktan sonra Komutan Vergos, 3. Filo komutanına tahliyenin derhal gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. Aksi yönde bir emir almadığı takdirde bu harekâtın ertesi gün şafak vakti başlayacağını, önce kadınları, çocukları ve yaşlıları gemiye bindireceğini ve savaşabilecek durumda olan erkeklerle son bulacağını bildirdi.

Filo komutanı Koramiral, Ermeni nüfusun tahliye edilerek Port Said’e yönlendirilmesi emrini verdi. 12 Eylül Pazar günü şafak vakti, Desaix, Guichen, Amiral Charner, Foudre ve D’Estrées, Ermenilerin toplandığı plajın önüne geldiler. Gemiler mültecileri şu sırayla yükleyecekti: Foudre, D’Estrées, Guichen, Amiral Charner ve Desaix.

Kuzeyde Desaix ve Amiral Charner, güneyde Guichen ve D’Estrées, Türk birliklerinin herhangi bir saldırısını püskürtmeye hazır duruma getirildi.

Gemiler tarafından hazırlanan sal, buharlı ve kürekli teknelerle birlikte suya indirilir. Desaix’in manevra subayı olan Teğmen Sagon, plaj subayı olarak atanıp ve gemiye binişi yönetmekle görevlendirildi.

Bir çavuşun komutası altındaki 15 kişilik silahlı bir müfreze, plajın ve özellikle Ermenilerin çıkışı olan vadinin gözetimini sağlıyordu.

Hava kötü görünüyor, deniz dalgalı ve en küçük teknelerin bile ulaşamadığı sahilde iki metreye kadar yükselen dalgalar vardı. Bir an için operasyonun ertelenmesi gerekeceğinden korkuldu. Ancak subayları ve astsubayları tarafından mükemmel bir şekilde yönetilen beş geminin denizcileri, tüm övgülerin ötesinde dikkate değer bir coşku ve gayret gösterdiler.

Operasyonun Filo komutanı Koramiral, Ermeni nüfusun tahliye edilerek Port Said’e yönlendirilmesi emrini verdi. 12 Eylül Pazar günü şafak vakti, Desaix, Guichen , Amiral Charner,  Foudre ve D’Estrées , zorluklarına rağmen, salı sahile çıkarmayı ve kısa bir mesafede demirlemiş teknelerle bir gidiş-geliş sağlamayı başardılar.

Silahsız insanların gemiye binmesi başlangıçta çok yavaştı, çünkü dalgalar kadınları ve çocukları korkutuyor ve büyük zorluklara yol açıyordu. Sabah 9 civarında durum düzeldi, deniz sakinleşti ve öğlen Foudre 1.042 mülteciyle Port Said’e doğru yola çıktı. Öğleden sonra 2’de D’Estrées 459 kişiyle yola çıktı. Guichen gece çökmeden önce 1.320 mülteciyi gemiye aldı. Bu gemiye vadiyi ve plajı gözetlemek için gece boyunca demirde kalma emri verildi ve ertesi gün zaman kaybını önlemek için karada bırakılan ekipmanı aldı. Desaix ve Admiral Charner gece boyunca düşük hızda açık denizde seyredip şafak vakti Guichen’e ulaştılar.

13 Eylülde üç gemi tahliyeyi çok iyi havada, hafif dalgalarla sürdürdü; Guichen binişleri ilk tamamlayan gemi oldu ve 16 knot hızla 1.941 Ermeni ile Port Said’e doğru yola çıktı. Hava şartlarının iyi gitmesi üzerine Desaix komutanı,  ertesi güne gerçekleştirmeyi planladığı  tahliyeye derhal başlamaya karar verdi.

Bilgi verilen Ermeni önderleri, küçük karakollarını tepeden çektiler. Sabahın sonundan önce sahilde toplanan bütün personel ve Ermeniler gemilere bindirildi.

Tahliyenin bu son bölümünde kuzeydeki Desaix ve güneydeki Charner, gemilere binmeyi engellemeye çalışan herhangi bir durum olursa ateş açmak üzere sırtları ve sahili gözlüyorlardı.

Amiral Charner , operasyon biter bitmez Port Said’e döndü, Desaix ise Ras el-Mina açıklarında yolculuğuna devam etti ve aldığı mülteciler ile yaralılar, 14’ünde İngiliz yetkililer tarafından 3. Filo’nun emrine verilen Anne gemisine nakledildi.

Özetle, çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan 4.000’den fazla Ermeni nüfusunun tahliyesi operasyonu, hava şartları ve gemiye alınacak özel personel nedeniyle oluşan zorluklara rağmen, Pazar günü 12’si ile Pazartesi günü 13’ü arasında gerçekleştirilebildi. Bu başarı, Türk birliklerinin moralini çok etkileyen Desaix ve Guichen tarafından yapılan bombardıman atışlarının etkinliğinden, tüm personelin coşkusundan ve dikkat çekici gayretinden, kendisine düşen ağır görevi yerine getirirken en üstün kararlılık ve canlılık niteliklerini gösteren Desaix komutanının aldığı akıllıca tedbirlerden kaynaklanmaktadır.

Harekatın bana göre bütün rütbelerdeki personel için içerdiğini düşündüğüm ödül taleplerini daha sonra Tümamiral Başkomutan’a ileteceğim.

Bu vahim olayın boyutu, Cebel Musa halkının basit bir tahliyesinden çok daha ötedir. Koşulların dayattığı çözüm insani bir çözümdür. Siyasi sorun tamamen çözülmeyi beklemektedir. Aslında, söz konusu olan Suriye sorunudur. Ancak  bu raporun kapsamını aşar ve özel bir çalışmanın konusudur.

14 Haziran 2025

İlgili Terimler :

Instagram'da Bizi Takip Edebilirsiniz...

Bizimle ilgili tüm haber ve gelişmelerden haberdar olmak için Instagram’da takip edebilirsiniz.
@antakyatarihi.com.tr

İLETİŞİM: 0538 955 2706

MAİL bilgi@antakyatarihi.com.tr

ADRES: Antakya - Hatay