Kanada’da Fransızca Yayınlanan Le Canada Gazetesi. 7 Temmuz 1938. İskenderun Sancağındaki Fransız Politikaları’nı Anlatan Yazı/Le Canada Newspaper Published in French in Canada. 7 July 1938. Article Explaining French Policies in the Sanjak of Alexandrette
Kanada 7 Temmuz 1938
Fransız hükümeti ve İskenderun meselesi
İspanya ve Orta Avrupa’da yaşanan olaylar, İskenderun sancağında yaşanan olayları ve Fransız hükümetinin bu konudaki enerjik eylemini Fransızların ciddiye almasına engel olmadı.
Fransa’nın, 1920’de Milletler Cemiyeti’nden, Haçlı Seferleri’nden bu yana tartışılmaz bir ekonomik ve siyasi nüfuz alanına sahip olan Suriye’yi yönetme yetkisini aldığını biliyoruz. Bu manda, Fransa’ya Suriye ve Lyban’ın bağımsızlığına katılmasını hazırlamasını ve kademeli olarak gerçekleştirmesini emretti.
Ancak Fransa, Türkiye ile yapılan 1921 anlaşmasından önce, Küçük Asya’nın kuzeybatı kıyısında, Suriye’nin kuzeyinde uzanan Kilikya topraklarını yönetme misyonuna da sahipti. Çok sayıda ve fırtınalı müzakerelerin ardından Aristide Briand hükümeti, İskenderun sancağını oluşturarak Kilikya’nın yalnızca güneydeki uç kısmını Fransız himayesi altında tuttu.
Sancağın bütünlüğünü Milletler Cemiyeti tarafından görevlendirilen bir komisyonun denetimi altında öngören ve Türkiye’ye, iyi tanımlanmış bazı durumlarda düzeni korumak için işbirliği yapma hakkı veren Ağustos 1937’deki son Fransız-Türk anlaşmasına rağmen, yani diktatör Kemal Atatürk, İskenderun sancağında siyasi ve idari üstünlüğü ele geçirmekte ısrar ederken, bu bölgede yaşayan çeşitli ırkların sayımı, Türk seçmen oranının nüfusun yalnızca yüzde 40’ını temsil ettiğini gösterdi. O andan itibaren Fransız hükümetinin, Tures’la uzlaşmak ya da onlara karşı S.D.’nin politikasını izlemekten başka karar verecek hiçbir şeyi yoktu.
İngiliz gazeteciler Fransa’yı bu konuda Milletler Cemiyeti’nin izni olmadan hareket ettiği için eleştirdiler. Ancak Londra’nın muhafazakar gazetecileri tam da Fransa’nın Milletler Cemiyeti’nin siyasi eylemini Bay Chamberlain’in yakın zamanda Cenevre Topluluğu’nu kınaması ruhuyla değerlendirdiği için öyle düşünüyorlar.
Fransa’ya karşı bu sert kararı vermek yanlış bir tavsiye.
İskenderun şehrinin ve bölgesinin büyük bir stratejik değere sahip olduğu kesindir. Ancak Fransızlar, İskenderun sancağındaki üstünlüğünü sürdürmekle Türkiye düşmanlığı arasında bir seçim yapmak zorunda kaldı. Ortadoğu’da barışın sağlanması için gereken fedakarlıkları yapmayı tercih ettiler. Eylemleri o kadar adil ve doğaldı ki Büyük Britanya, Kemal Atatürk’ün az önce imzaladığı dostluk antlaşmasının benzerini Türkiye’den almak için acele etti.
Fransız hükümetiyle imza attı.
Gazetelerimiz, dış politika söz konusu olduğunda Paris’in her zaman Londra’nın arkasında olduğuna bizi kolaylıkla inandırıyor. Bu nedenle, Fransız hükümetine Milletler Cemiyeti dışında kararlı eylem inisiyatifi alma olanağı tanıyan ve İngiliz hükümetini bir bakıma Fransız hükümetinin örneğini takip etmeye zorlayan bu İskenderun olayını özellikle belirtelim. Ankara’yla dostluk anlaşması imzalamak.
Küçük Asya’nın tamamında, “Fransa’nın eylemi, Le Temps’in 20 Haziran’da belirttiği gibi, bütünlük, kararlılık ve her türlü anlaşmazlığın ötesinde ahlaki bir otoriteyle yürütülüyor.”