Kaşifler Suriye’nin Bir Zamanlar Neşeli Başkentiyle Meşgul.

Antik çağa ait pek çok zengin hazineyi ortaya çıkaran Washington.

Antakya, son zamanlarda panelli mozaik zemin şeklinde bir pleture galerisinin ortaya çıkarılmasıyla yine araştırmalara sahne oluyor.

“Akdeniz’den Asi Nehri’nin 25 mil kadar yukarısında yer alan, 30.000 nüfuslu kasvetli bir şehir olan Modern Antakya, bir zamanlar Seleukos Nikator’un gözdesi, büyük imparatorluğun neşeli başkentiydi.” National Geographle derneğinin bir bülteninde, Büyük İskender’in ve daha sonra Doğu’daki Roma imparatorluğunun başkentinin olduğu belirtiliyor.

“Geleneksel olarak Antakya, konumunu bir kartalın uçuşuna borçludur. M.Ö. 307’de, Antakya’nın birkaç mil kuzeyinde inşa edilen Antigonia’nın, Yakın Doğu’da hükümetin, ticaretin ve sanayinin kaynağı olması planlanmıştı. Seleucus şehirdeki bir sunakta kurbanlar sunuyordu, bir kartal aşağıya doğru uçtu, sunaktan bir parça et yakaladı ve Asi nehrinin kıyısına kondu. Nehrin üzerinde bir başkent kuruldu.

“Yeni şehrin göze çarpan özelliği, doğu ve batı kapılarını birbirine bağlayan dört millik ana caddeydi. Her iki tarafta, Ben Hur’un arabasını sürdüğü ve Sezar’ın zaferle geçit töreni yaptığı çift sıra yüksek mermer sütunlar yükseliyordu. Caddenin iki yanında mermer ve bronz heykeller ve oymalarla süslenmiş, mermer döşeli, kaplı bir gezinti yeriydi. Gezinti yerinin ötesinde hükümet binalarının güzel cepheleri yükseliyordu.

“Geceleri ana cadde aydınlık bir yoldu. Ancak Antakya’nın yolu neşesine rağmen çoğu zaman hüzünle doluydu. Duvarları kıskanç düşmanlar tarafından sık sık dövülüyordu. Sütunlu araba yolları, duvarlar, kapılar ve güzel binalar ise anılarda kaldı. Modern şehrin büyük bir kısmı, bir zamanlar ‘Şanlı Antakya’nın alaylarına ve araba yarışlarına sahne olan taşlardan inşa edilmiş.

“Ticari açıdan Antakya’nın yerini Halep aldı. Bugün en büyük endüstriler ayakkabı ve sabun yapımı ile deri tabaklamadır.”