Rum Ortodoks Kilisesi (İna. Tar. Mim.)
Kilise, Mısır Hidvi Mehmet Ali Paşa’nın oğlu, İbrahim Paşa’dan 1833 yılında alınan izin ile Hıristiyanların çoğunlukta yaşadığı Cenine Mahallesi’ndeki Bostan Mevkii’nde yapılmaya başlandı. Kilise önce ahşaptan ve Bizans mimari tarzında çok özelliği olmayan bir yapı biçimindeydi. Osmanlı Devleti’nden alınan izinle 1849- 1852 yılları arasında kilise yeniden bakım ve onarıma alınmış ve bazı eklentiler yapılmıştı.
1872 yılında yazılan bir takrirde: ‘Antakya’da Rum Milleti’ne mensup olup, bundan 20 sene akdem bî-ferman-ı âli bina ve inşa olunmuş olan Sen – Paulo ve Petro nâmıyla yâd olunan bir bâb-ı Kilisa…’ şeklindeki ifade, burada 1852’li yıllarda Antakya Ortodoks Rum Kilisesi’nin yeniden inşa edildiğini göstermektedir.
Ortodoks Hıristiyanlar ibadet ihtiyaçlarını burada ifa etmekteyken, 1872 yılında Antakya’da yaşanan büyük deprem sonucu bu kilise de hasar görmüştür. 22 Mart 1872 Çarşamba günü gece yarısı saat 01.30’da Antakya ve civarında büyük bir deprem meydana gelmiş, bunun sonucunda Antakya’nın 1/3’ü yerle bir olmuş, 1/3’ü de oturulamaz hale gelmişti. Depremde ölen 500 kişiden 70’i Ortodoks cemaatindendi. Ölenlerden biri de kilise papazı İlyas’tı. Antakya Ortodoks Kilisesi daha az zarar görür iken, Samandağ, Tokaçlı ve Altınözü köylerindeki kiliseler tamamen yıkılmıştı.
Antakya Patrik Vekili Lâskîye Metropoliti Melatyos Antakya’ya gelmiş ve kilise içindeki eşyaları tespit ederek, cemaatin o zamanki yetkili kuruluna yazı ile bildirmişti. Metropolit, cemaati teselli ederek onlara cesaretli olmaları için öğütler vermiş, hükümetle işbirliği içinde kilisede onarımlar yapmaya başlamıştı. Aynı yılın Mayıs ayının 12’sinde ayini masa üzerinde kılmış, Kominyumu da kilisenin heykel bölümünde bulunan ahşaptan dolap içinde saklamıştı. Cemaat sevinç, korku ve hüzün içindeydi. Bilhassa o zaman Paskalya orucunun son büyük cumasında deprem sonucunda vefat eden iki kişinin cenazesi kiliseye getirilmiş, cenaze namazları cemaati çok etkilemiş ağlamalar, feryatlar yüksek sesle devam etmiş ve bu olaydan iki gün sonra da Büyük Paskalya Bayramı kutlanmıştı. 1872’deki bu depremin ardından Patrikhane harekete geçerek, Osmanlı Devleti’nden Kilise’nin tamiri için izin almıştı. Osmanlı Devleti, aslına uygun olarak kilisenin yeniden tamir ve inşasına izin veriyor ve bunun için de Antakya’nın yeniden inşası için atadığı mühendisin kendileriyle ilgileneceğini belirtiyordu.
Rusya özellikle bu kilisenin onarımıyla çok yakından ilgilenmiştir. Rusya, ekonomik yönden çok zayıf olan Ortodokslara kilisenin onarımı için 2000 altın vermiş ve teknik hizmette bulunmak üzere Rus mühendisler görevlendirmiştir. Bizans mimari tarzıyla yapılmış olan kilise Rus mühendislerin katkısıyla Bizans ve Rus mimarisi karışımı bir tarza bürünmüştür. Bazı eklemeler ve 2000 yılında Jozef Naseh önderliğinde yapılan çalışmalarla günümüze kadar gelmiştir. Antakya Sen – Paulos ve Petros Katedrali Doğu Ortodoks kiliselerinin en görkemlisi ve en güzellerindendir. Bizans Mimari tarzına uygun olarak kesme taştan inşa edilmiştir. Kilisenin 4 giriş kapısı bulunmaktadır. Kiliseye, kraliyet kapısı (başkapı) denen ana kapıdan girilmektedir. Ana kapının sağında ve solunda olmak üzere yan girişleri sağlayan iki kapı daha bulunmaktadır. Bu kapılar genellikle servis girişleri için kullanılır. Dördüncü kapı ise çan kulesinin altındadır. 1930 yılına kadar bu kapı kadınların kiliseye giriş kapısı olarak kullanılırdı. Kadınlar, kilisede kendilerine ayrılan ara kata bu kapıdan girer ve ibadetlerini burada yaparlardı. Şimdilerde bu kapı yalnızca çan kulesine çıkış kapısı olarak kullanılmaktadır.
Antakya Rum Ortodoks Kilisesi
Foto: https://www.arkeolojisanat.com Erişim: 22.03.2024
Kilisenin üç nef’i (hol) vardır. İki yan kubbeyi ve ana kubbeyi taşıyan on sütun bulunmaktadır. Soldaki üçüncü sütunda balkon biçiminde bir minber, sağdaki dördüncü sütun önünde patrik koltuğu ve hemen yanında koroya ait mekânlar bulunmaktadır. Katedral’in bulunduğu mekân aynı zamanda bir külliye biçimindedir. Kilisenin yanı sıra, okul, aşhane, kütüphane, yoksul hane, mezarlık, dinî ve sivil idarecilerin kullandıkları binalar bulunmaktadır.
Kilisenin sunak (heykel) bölümünde çok değerli, gümüş üzerine inci işlemeli bir kupa, kapağı ve gümüş bir tepsi bulunmaktadır. Kilisede bulunan ikonalar, Bizans, Rus, Suriye menşelidir. Ayrıca kesme taştan yapılmış kiliseyle yaşıt vaftiz curunu (kuyusu) bulunmaktadır. Bu curundan akan su kutsal olduğu için kanalizasyona akıtılmaz, bunun yerine vaftiz curununun altında bulunan rahiplere ait mezarlığa dökülmektedir.
Antakya Rum Ortodoks Kilisesi’nin içi.
Foto: https://www.ortodokslartoplulugu.com/kutsal-mekanlar/antakya-ortodoks-kilisesi/ Erişim: 24.03.2024
6 Şubat 2023 depreminde kilisenin bir çok bölümü yıkılmıştır.
Antakya Rum Ortodoks Katedralinde’ki (Aziz Butros ve Bolos Katedrali) Kilise Defteri’ndeki bilgilere göre 1850’den beri görev yapan papazlar şunlardır:
Papaz Cebra, 02.01.1850- 1878
Papaz Hana, 07.01.1850- 1885
Papaz Saba, 23.12.1861- 1890
Papaz Seman, 30.03.1884- 1893
Papaz Süleyman, 21.02.1887- 1901
Papaz Nikola, 20.06.1902- 1946
Papaz Vehbi, 13.08.1909- 1934
Papaz Butros, 26.02.1934- 1983
Papaz Bolos, 06.04.1982- Günümüze kadar
Papaz Dimitri, 08.01.2005- Günümüze kadar
Papaz Jan Dellüller, 09.01.2005- Günümüze kadar.
6 Şubat 2023 Depremi sonrası Rum Ortodoks Kilisesi
Foto: https://www.dha.com.tr/foto-galeri/antakya-rum-ortodoks-kilisesi-can-dustu-ezan-sustu-hazan-gocuk-altinda-2206030/6 Erişim: 24.03.2024
– USLU, Tevfik, Değişim ve Etkileşim Boyutuyla Hatay’da Hıristiyan Kültürü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Antakya, Eylül 2009, s. 54-57.