Nestorius (Tar. İna.)

D. 381 Germanikeia (Maraş) – Ö. 451 Panapolis Mısır.

Persli bir Anne ve Babadan doğmadır.  Antakya’da eğitim aldıktan sonra rahip ve vaiz olarak görev yapmıştır. Antakya Piskoposuyken 420 de Antakya Başpiskoposu olmuştur. İsa’daki Tanrılık ve insanlık cevherlerinin birbirinden ayrı olduğunu ileri sürerek, İsa’nın insan  tabiatına daha fazla önem veriyordu.

Nestorius’un ünü Antakya sınırlarını aşmış, imparatorluk içerisindeki teolojik tartışmalara son vermek isteyen imparator II. Theodosius’un dikkatini çekmişti. Nestorius’un, tıpkı Chrysostomos gibi diğer kiliselere üstünlük kurma çalışmaları ve heretiklikle mücadelesi oldukça yoğun olmuştur. Bu bağlamda İmparator II. Theodosius’a hitaben “Bana Rafızîlerden (sapkınlardan) temizlenmiş bir dünya verin. Ben de size bunun karşılığı olarak cenneti vereceğim. Rafızîlerle savaşımda bana yardımcı olun. Ben de sizin Persler üzerindeki galibiyetinize yardımcı olacağım.” şeklindeki ifadeleri, Nestorius “sapkınlarla” mücadeleyi oldukça önemsediğini göstermektedir.

II. Theodosius‟un Nestoriusu Konstantinopolis’e getirterek patrik yapmıştır. Ayrıca Efes Konsili sırasında da desteklemiştir. Burada patrik olarak Konstantinopolis’i, yetiştiği ekol olarak da Antakya’yı temsil etmekteydi. Dolayısı ile siyasi olarak Konstantinopolisin, teolojik felsefe olarak da Antakya’nın diğer kiliselere üstünlüğü yönünde bir düşünce içerisinde olmuş oluyordu.

Nestorius’un Antakya’dan başkente gelirken yanında getirdiği Anastasius isimli bir papaz (presbyter) bir ayin sırasında “Meryem’e Tanrı Doğuran (Theotokos) demeyelim. O bir kadın. Tanrı’nın bir kadından doğmuş olması imkânsız” şeklinde bir konuşma yapmış ve bu konuşma büyük sansasyona sebep olmuştu. Durum Nestorius’a arz edildiğinde Anastasius’u da koruma refleksiyle sahip çıkmış, İsa’nın insan ve tanrı olmak üzere iki ayrı tabiatının bulunduğunu, Meryem’in tanrı olan İsa’yı değil, insan olan Mesih’i doğurduğunu ve bu sebeple Meryem’e Christotokos (Mesih’i doğuran) denilmesinin daha doğru olduğunu ifade etmişti

Nestorius’un açıklamasından sonra şehirde gösteriler başlamış ve asayiş olaylarına sebep olmuş, çatışmalar güç kullanılarak bastırılmıştır. Nestorius ortam sakinleşmesine rağmen farklı platformlarda ifadelerini tekrarladığı gibi yaratılmış hiçbir varlığın Tanrı’yı doğuramayacağını bu yüzden de Meryem’in Tanrı’yı doğurmadığını, Tanrı’nın tıpkı bir insan gibi bir kadının rahminde dokuz ay taşınamayacağını, bebekler gibi elbiseler giydirilemeyeceğini, acı çekmeyeceğini, ölmeyeceğini ifade etmesi üzerine tartışmalar alevlenmiştir.

Karakter olarak Nestorius’un katı bir kişiliğe sahipti. Heretikler ve paganlar konusundaki tavizsiz politikalarına ek olarak Meryem hakkındaki düşüncelerinde ısrarcı olması, karşı olanları ise şiddet yoluyla bastırması sebebiyle halk arasında “tahrikkâr papaz” lakabıyla anılmasına sebep olmuştu.

İskenderiye Kilisesi papazı Cyrill tartışmayı Kristoloji ve Maryoloji zeminine çekerek İskenderiye ve Konstantinopolis kiliseleri arasındaki politik çatışmayı, İskenderiye ve Antakya kiliseleri arasındaki teolojik tartışmaya dönüştürmüştü. Cyrill’e göre birleşmeden sonra İsa’nın iki ayrı tabiatı olduğu öne sürülürse kurtuluşun sırrı küçümsenmiş oluyordu. Cyrill ayrıca Mesih’in çektiği acılar, bedenleşmiş Tanrı’ya değil sadece insan olan İsa’ya atfedilirse Evharistiya‟da10 yenilen ekmek Tanrı’nın değil, insanın bedeni olacaktır diye eklemiş ve Nestorius ve taraftarlarını yamyamlıkla itham etmiştir. Cyrill bununla da kalmamış, kendisinin beş kitabından oluşan Epistola Dogmatica adlı kitabını yazmış, bir mektupla beraber Roma’ya Papa Celestine’ye göndermişti. Dahası, Nestorius’un adını vermeden yazdığı ama Nestorius’un düşüncelerini eleştiren üç farklı mektubu imparatora, imparatorun eşi Eudocia’ya ve hepsinden öte Meryem’e olan bağlılığıyla ve sapkınlarla mücadelesiyle tanınan Pulcheria’ya mektuplar göndererek yandaş toplamaya çalışmıştır.

II. Theodosius tahtta iken naipliğini yapan Aelia Pulcheria kardeşinin aksine siyaseten daha aktif ve kararlı olmasının yanı sıra oldukça dindar birisiydi. Pulcheria kendisini kardeşinin eğitimine ve dine adamış, diğer iki kız kardeşi ile beraber bekâret yemini ederek imparatorluk sarayını adeta manastıra dönüştürmüştü. Meryem adına kiliseler inşa ettiriyor, imparatorluk dâhilinde paganizm ve Yahudilerle mücadele ediyordu. Dahası, kardeşi Theodosius’u ikna ederek yönetimdeki paganları görevden uzaklaştırmıştı.

Pulcheria’nın Theodosius üzerindeki etkisi öylesine yoğundu ki, küçük kardeşi evlenmek istediğinde gelin adayını da o belirlemişti. Atinalı bir filozofun kızı olan Athenais, Pulcheria‟nın da etkisiyle kısa bir eğitimden sonra Hristiyan olmuş, 421 yılında II. Theodosius’la evlenmiş ve Aelia Eudocia adını almıştır. Politika konusunda başarılı olan Cyrill’in Pulcheria’nın desteğini almak istemesi bu yüzdendi. Pulcheria, bekâret yemininden, paganlarla olan mücadelesine ve kendisini kiliseler inşa etmeye kadar hayır işlerine adamış bir Meryem sevdalısıdır. Pulcheria’nın Nestorius’a tepkisi sert olmuştu. Zira Nestorius kısa bir süre sonra Pulcheria’ya karşı cephe almış, gücünü hafife alarak tahripkâr bir kampanya başlatmıştı. Pulcheria’yı en az yedi aşığıyla ilişkisi olmakla suçlayacak kadar ileri giden Nestorius, bu sebeple ona “Mesih’in Gelini” denilemeyeceğini ifade etmiştir. Dahası, kilisedeki sunağın üstünden Pulcheria’nın resmini kaldırtır ve imparatoriçe şalını sunak örtüsü olarak kullanmayı reddeder.

Nestorius papaya mektup yazarken Cyrill de Nestorius’a mektuplar göndermiştir. Nestorius’a gönderdiği mektupların ilkinde kullanmış olduğu üslup dikkat çekicidir. Mektubun başlangıcında doğrudan Nestorius’u değil, sahip çıktığı insanları hedef alır: “Son zamanlarda bazılarının “düşüncesizce” konuştuklarını ve sizin otoritenizin altında olan toplantılarda bunun sık sık tekrarlandığını duydum. Onlar “annelerini kılıçla yaralayan” kör ve muhtaç insanlardır ve sizin için kabul edilebilir bir şeyler söylemek için düşünürler ve anlamsızca konuşurlar. Bu tür insanları çok az dikkate alırım, çünkü öğrenci ustasının üstünde değildir. Ağızları lanetli olan bunların en sonunda yargıcın/yargının önünde hesap vermelidirler.” Bundan sonra Cyrill, Nestorius’u “kardeşi” olarak uyarıyor ve inanç doktrinini ve Kelamı öğretmeye, aksi düşüncelerin skandal yaratmasına izin vermemeye davet ediyor. Mektubun devamında ise Nestorius’un tezlerini çürütürken neden Meryem’e Theotokos denilmesi gerektiğini açıklamaya çalışıyordu. Mektubun devamında; Kelam’ın (Logos) İsa ile anne rahminde birleştiğini, Baba’nın Oğul suretinde doğduğunu ve onunla bir olduğunu, insanlığın kurtuluşu için “acı çektiğini” ve “öldüğünü”, acı çekebilmek ve ölebilmek için insan suretinde olmasının gerekliliğini, birleşme anne rahminde gerçekleştiği için de Meryem’in Theotokos olduğunu söylemektedir.

Nestorius’un Mopsiestialı Theodor’dan etkilendiği “Diyofizit” (çift tabiat) temelli görüşüne karşın Cyrill, birleşmenin anne rahminde gerçekleştiğini söyleyerek “Monofizit” (tek tabiat) görüşünü temellendirmiş oluyordu.

Nestorius pelagianistler hakkındaki mektubu için papalıktan cevap beklerken, Papa Celestine, Cyrill’in kendisine gönderdiği kitap ve mektupların etkisiyle, Nestorius’un heretik olduğuna ikna olmuştur. Bu yüzden 11 Ağustos 430’ta Roma’da yerel bir sinod toplayan papa, Meryem’e Theotokos denilebileceğini açıklamıştır. Dahası, 11 Ağustos’ta her iki tarafa da mektup göndermiş ve Nestorius’a görüşlerinden vazgeçmesi için 10 gün süre tanımıştır. Bu karar sonrası Cyrill derhal İskenderiye’de bir sinod toplar ve meşhur 12 maddelik “Aforoznamesini” yazar. Cyrill aforoznamesine papanın mektubunu da ekleyerek İskenderiye Kilisesi’nin elçisiyle Nestorius’a gönderir. Elçiler 30 Kasım’da başkente gelmiş ve mektup 6 Aralık 430’da Nestorius’a ulaşmıştır. Cyrill mektubuna “Annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir.” ifadeleriyle başlar ve papanın kararını hatırlatarak Nestorius’u, fikirleriyle inancın mayasını bozmakla ve ülke genelinde büyük bir skandala neden olmakla suçlar.

Papa’nın sinodu ve göndermiş olduğu mektup sadece Nestorius’u değil, imparator II. Theodosius’u da endişelendirmiş olacak ki, 19 Kasım 430‟ta bir emir vererek 7 Haziran 431‟de Efes’te konsil toplanmasını kararlaştırdı.

Bu arada Nestorius’un Papa Celestine’ye bir başka mektup gönderdiği görülmektedir. Bu mektup muhtemelen papanın Roma’da topladığı sinoddan sonra gönderdiği mektuba cevap olarak 430‟un sonlarına doğru yazılmıştır. Nestorius mektubunda Cyrill’in kendisi için hazırlanan raporu saptırmak için konuyu bu noktaya taşıdığını iddia ediyor. Burada bahsettiği rapor muhtemelen Mısırlı din adamlarının Cyrill hakkında imparatora yaptıkları şikâyetler sonrasında açılan soruşturmayla ilgilidir.

Nestorius papaya gönderdiği mektuplar haricinde Cyrill’e ve İmparator Theodosius’a da mektuplar yazmıştır. Cyrill’e gönderdiği mektupta, kendisine yönelttiği hakaretleri ciddiye almadığını ama Meryem konusundaki ifadelerine karşı geliştirmiş olduğu tezlere karşı olduğunu ifade eder.

Nestorius Cyrill’i “kutsal yazıları” ve havarilerin sözlerini çarpıtmakla suçlar ve Kitab-ı Mukaddes’ten yaptığı çıkarımların yanlış olduğunu ifade eder. Nestorius’un iddiasına göre ilk iman edenler ve havariler İsa’nın “Oğul” tabiatına vurgu yapmışlardır. Kitab-ı Mukaddes’e göre Meryem’den doğan ve çarmıha gerilerek insanlığın kurtuluşu için acı çeken de Baba değil, Mesih olan Oğul’dur. Nestorius’un Theodosius’a yazdığı mektupta ise konsile katılmaları gereken kişilerin isimleri veriliyor. Burada Nestorius ve Theodosius’un ortak hareket etiiği görülmektedir. Listede Trakya Herakleiası Piskopus Phrytinas, Tarsus Piskoposu Helladros, Perge Metropoliti Berinianus, Sardeis Metropoliti Maenius, Isaurra Seleukeiası Piskoposu Dexianos, Nikomedia Piskoposu Himerios, Apameia Piskoposu Alexandros, Sardica Piskoposu Julianus gibi pek çok isim yer almaktadır.

İmparator II. Theodosios, İskenderiye’ye karşı olan Comes Candidianus’u komiser olarak, Comes Irenaios’u da gözlemci olarak göndermişti. Efes piskoposu Memnon, konsey açılmadan önce muhalif piskoposları her şekilde taciz etti. Kendi aralarında Pentekost’u bile kutlayamasınlar diye kiliseleri ve şapelleri onlara kapattı.

Konsil, ilan edildiği gibi haziran ayı içerisinde toplanmaya başlamıştır. Nestoius konsile 16 kişilik bir heyet ve silahlı korumalarla gelmişti. Cyrill ise 50 civarında Mısırlı katılımcı ile beraber gelmiş, dahası Mısır münzevileri olan ve bağnazlıkları ile tanınan Parabolanilerden çok sayıda katılımcı getirmişti. Theodosius konsil heyetine gönderdiği notta imparatorların konsile doğrudan katılımının olmaması gerektiğini ve bu yüzden kendisine vekâlet etmesi ve konsilin muhafızlığını üstlenmesi için imparatorluk muhafızlarının kaptanı olan Candidian‟ı atadığını belirtmiştir.

Cyrill, 15 gün gecikmeli başlayan I. Efes Konsili’ne Antakya ve Roma katılımcıları gelmeden başlamıştı. 153 katılımcıyla konsili başlatan Cyrill hızlı bir şekilde Nestorius ve görüşlerini mahkûm eden bir karar çıkarmış, Nestorius’u görevden alırken “Yeni Yahuda” ilan etmişti. Bu sırada Efes‟te bulunan Nestorius kararın açıklanacağı oturuma katılmamıştı. 26 Haziran‟da Antakyalı piskoposların gelmesiyle kendi konsillerini toplayan Nestorius ve taraftarları, Cyril ve Efes Piskoposu Memnon‟nun aleyhinde kararlar aldı. Fakat Roma temsilcileri geldiğinde Cyril’in tarafında yer aldılar ve iki ayrı konsilde alınan kararlar Theodosius’a bildirildi. Bu durum üzerine Theodosius, Kont John adında bir adında bir vekil gönderdi ve olayın çözülmesini istedi. Kont John önce Cyril, Nestorius ve Memnon’u görevlerinden aldı, daha sonra sorgulamaya başladı. Cyrill’in sorgulama sırasında imparatorluktan bazı kişilere hediyeler gönderdiği ve Pulcharia’dan yardım gördüğü ifade edilmektedir Sorgulama neticesinde Nestorius patriklikten azledilerek Antakya’daki manastırına gönderildi. Cyril ve Memnon görevlerine iade edilirken Nestorius’un yerine Cyril’in de desteklediği Maximian İstanbul Patriği olarak atandı.

Nestorius 435 yılında Mısır’a sürgüne gönderilirken, öncesinde yazmış olduğu eserler, aynı yıl içerisinde Theodosius’un emriyle yakıldı. Nestorius’un görüşlerini sadece ona muhalif olanların yazılarından öğrenirken 1889 yılında İran’daki Amerikan misyonerleri Nestorius’a ait bir yazma eserin kopyalarını ele geçirdiler. Yazma, 1910 yılında Süryanice olarak, 1925’te ise Fransızca ve İngilizce olarak yayımlandı. Nestorius’un kendi kaleminden savunmasını yaptığı “Bazaar of Heracleides” adlı eserinde ısrarla İsa’da iki şahıs bulunduğunu söylemediğini, tek bir şahıs ve iki tabiat (uknum) bulunduğunu söylediğini ifade etmiştir. Aynı zamanda Cyril’in Efes Konsili’nde vekil olarak gelen Kont John‟a ve onun nezdinde imparatora yüklü miktarda para verdiğini de ifade etmektedir. Nestorius’un iddiaları doğru ise kendisi siyasi bir komploya kurban gitmiştir.

Nestorius Antakya yakınlarındaki eski manastırında 4 yıl (431-435) kaldıktan sonra Mısır’a sürüldü. Nestorius 451 civarında burada öldü.

Ölümünden sonra onun görüşlerini savunanlara Nestorianist denmiştir. Nestorius, Kristolojideki başlıca sapkınlardan biri olarak kabul edilir ve geleneksel olarak onun adıyla ilişkilendirilen sapkınlık, Nestorianizm, Efes (431) ve Kadıköy (451) kilise konseylerinde resmen kınandı. O zamanlar anlaşıldığı şekliyle Nasturilik, Mesih’in insan doğasının tam insani olmasında o kadar ısrarcıydı ki, onu biri insan, diğeri ilahi olmak üzere iki kişiye ayırdığına inanılıyordu. Ortodoks Kristoloji, Mesih’in, tek bir kişide veya hipostazda anlatılamaz bir şekilde birleşmiş, ilahi ve insani olmak üzere iki doğası olduğunu savunurken, Nasturilik onların bağımsızlığını o kadar vurguluyor ki, aslında onların ahlaki bir birlikle gevşek bir şekilde birleştirilen iki kişi veya hipostaz olduklarını öne sürüyor. Nasturilik, ilahi Söz’ün, Enkarnasyonda tam, bağımsız olarak var olan bir insanı kendisiyle ilişkilendirdiğini tasavvur eder. Ortodoks bakış açısına göre, Nasturilik bu nedenle Enkarnasyonun gerçekliğini reddeder ve Mesih’i Tanrı’nın yarattığı bir insan olarak değil, Tanrı’nın ilham verdiği bir insan olarak temsil eder. 5. yüzyıldan bu yana Hıristiyan kilisesinin tüm önemli kolları Nasturiliği kınamak için birleşmiş ve İsa’nın hem tamamen insan hem de tamamen ilahi olan tek bir kişi olduğunu doğrulamışlardır. Nestorius olarak adlandırılan kilise bile, Nestorius’a saygı duymasına ve Theotokos unvanını kabul etmeyi reddetmesine rağmen, tam anlamıyla Nestorian değildir.

Nestorius Fotoğraf: https://nestorianchristianity.weebly.com/people.html Erişim: 16.04.2019

 

Labbei, P. ve Cossartii G Sacrosancta Concilia, Tomvs Tertivs, 1671, Paris.

– LOOFS Frederich, Nestorius and His Place in the History of Christian Doctrine, Cambridge University Press 1914.

– DURMAZ Sayime, GÖKBAYIR Satılmış, “Nestorius, Cyrill ve Pulcheria Üçgeninde Maryaloji ve Nasturiliğin Doğuşu”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 31 – Mayıs 2020, sf: 169-188

SCHULTZE, Victor; Altchristliche Städte und Landschaften II. Kleinasien, Gütersloh, 1926, sf: 113-114.

 

16 Nisan 2024

İlgili Terimler :

İlgili Kategoriler

Instagram'da Bizi Takip Edebilirsiniz...

Bizimle ilgili tüm haber ve gelişmelerden haberdar olmak için Instagram’da takip edebilirsiniz.
@antakyatarihi.com.tr

İLETİŞİM: 0538 955 2706

MAİL bilgi@antakyatarihi.com.tr

ADRES: Antakya - Hatay