Casius Dağı (Tar. Mit. Arkeo. Coğ. Jeo.)

Hititçe Hazzi. Ugarit-Fenike dilinde Spanu/ Ṣapānu. Yunanca Cassius (Κάσιος), Kasius, Kasion, Kayosi. İbranice Tsāfōn (צפון) ve Halak. Ermenice Gassios (Կասիոս Լեռ) Arapça, Cebel-i Akra’ (جبل اقرع ), Casyun ( قاسیون ). Türkçe Kılıç Dağ, Kel Dağ.

Kel Dağ, Antakya-Samandağ oluğunun güneyinde yer alır. Kuzeyde Asi Nehri ve Antakya Ovası, kuzey-doğuda 1235 metre yüksekliğindeki Ziyaret Tepe,  doğuda Antakya-Yayladağı karayolu güneyde ise dağın 600 ile 700 metre yükseklikteki eteklerinden geçen Suriye-Türkiye sınırı, batıda ise Akdeniz ile çevrilidir.

Tektonik menşeli olduğu halde antiklinal özelliği de gösteren Kel Dağ’ın en yüksek noktası 1730 metredir. Bu yükseltiye yatay olarak 2500 metrede ulaşır. Buda bize kıyıdan itibaren birdenbire yükseldiğini gösterir. Doğusunda Yayladağı depresyonu batısında ise Akdeniz bulunan dağın çekirdeğinde Jura dolomit ve kalkerleri, bunların üzerinde ise Kretase Kalkerleri yer alır. Daha üstteki birimler ise, Üst Kretase ofiyolitleri ile mezozoyik yaşlı kalkerlerden ibarettir.[1]

Kel Dağ kıyı kuşağında aktüel falezli kıyılar hâkimdir. Bu falezlerin önündeki bazı küçük boyutlu koylarda haritalanamayacak kadar dar alanlı çakıllı plajcıklar bulunur. Bununla beraber falez diplerinin deniz suları tarafından aşındırılmasıyla askıda kalan ve eğim değerleri yüksek olan kütlelerde yer yer heyelanlanma, oturma ve kaymalar gerçekleşmektedir. Bunların bir kısmı fosil, bir kısmı ise aktüel heyelanlardan oluşur. Özellikle karstlaşmayla oluşan yeraltı erime boşluklarının çökmesi sonucunda hem oturmalar hem de killi kalker ve marn düzeyleri boyunca yer yer kaymalar meydana gelmektedir. Aynı zamanda karstlaşmaya bağlı hem kıyılarda hem de dağ yamaçlarının yukarı kesimlerinde çok sayıda mağara ve oyuklar gelişmiştir. Bu mağaralar genellikle genç oluşumlar olup, içlerinde sarkıt ve dikit gibi şekillere rastlanmamaktadır.[2]

Keldağ kıyısında Mesozoik kalkerlerde karstlaşmaya bağlı gelişen mağara
Foto:  KORKMAZ, Hüseyin-KARATAŞ, Atilla-BOM, Ahmet; 2010, “Akıncı     Burnu-Keldağ (Hatay) Arasının Kıyı Jeomorfolojisi”, Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu, Afyon, sf: 152-166.

Kel Dağ’ın batı yamaçlarına denizden karaya esen nem ve yağış yüklü rüzgarlar önemli ölçüde yağış bırakır. Kuzey yamaçlar ve derin vadi içlerinde nem içeriğinin yüksek olması ve bol yağış alması nedeniyle, Quercus cerris var. australis (Saçlı meşe), Fagus Orientalis (Doğu Kayını), Carpinus Orientalis (Doğu Gürgeni), ve İlex Colchica (Işılgan) gibi yaprak döken ağaçlar bulunur.  Az yağışlı ve sıcak Akdeniz ikliminin görüldüğü Kel Dağ’ın yüksek kesimlerinde Festuca Jeanberthii, Phleum Montanum (Dağ itkuyruğu), Euphirbia Rigida (Sütleyen), Stipa Btomoides (Kılaç) ve Astragalus Angustifolius (Keçi Güveni) gibi stepik karakterli türler bulunmaktadır.[3]

 

Günümüzde Casius Dağı

Casius Dağı’na MÖ XV. yüzyıldan itibaren çivi yazılı kayıtlarda rastlamaktayız. Bu kaynaklarda Hava/Fırtına/Tanrı ile ilişkilendirilen Casius Dağı, bereketin ve savaşın tanrısı gibi birçok kudretin de sahibi olarak kabul edilmiştir[4]

Casius adıyla iki dağ bulunmaktadır. Biri Sina bölgesindeki Casius Dağı, bir diğeri de büyük bölümü Hatay sınırlarında kalan Casius Dağı (Kel Dağ).

Strabon Geographia adlı eserinde Mısırdaki Pelesium çevresindeki Casius dağından bahsetmiştir. Eratoshenes’ten alıntı yapan Strabon “Gerha denilen bölgede, her tarafı sığ sularla kapalı alanda Casius Dağı…”, “Casius Dağı’ndan Fenikeye giden yol” demektedir.[5] Günümüzde adı Cebel-i Kas[6] olan bu dağ Sina bölgesindedir. Strabon, Antakya kıyılarındaki Casius Dağı’yla Mısır’ın Sina bölgesindeki Casius Dağı’nı karıştırmakta ve yer yer yanlış bilgiler vermektedir.

Yunan mitolojisinde Zeus ve Typhon’un ilk savaştığı yer Cassiun Dağ’ıdır. Gea (Dünya) ve Tartarus’tan (Cehennemin bekçisi) doğma Typhon,   Cassius dağında Zeus’u yener. Ellerinin ve ayaklarının sinirlerini keserek onu devasa bir kireçtaşı olan Corycian (Cennet-Cehennem mağarası) mağarasına atar. Ancak Hermes sinirlerini geri çalar ve Zeus gücünü geri kazanır; Typhon’la yeniden savaşa tutuşur. Sonunda Zeus, Tyohon’u Ethna Dağı’na hapseder.[7]

Strabon, Casius’ta yıldırımın çarptığı   Typhon’un yerin altından girerek kaçtığını, geçtiği yerde oluşturduğu yol ile Orontes nehri oluştuğunu, bu nehir de Cassius Dağı yakınında denize kavuştuğunu anlatır.[8]

MÖ. 8. Yüzyılda yaşamış olan Euboean’lı şair  Hazzi’de, yaşayan Typhon’u (Ejderha) şiirlerinin birine konu etmiştir: “Omuzlarından yüz tane yılan başı çıktı [. . .] karanlık, titreyen diller [. . .] ateş başından yandı [. . .] korkunç kafalarındaki sesler, ağza alınmayacak her türlü sesi çıkarıyordu”[9]

Zeus ile Typhon arasında ki savaş Hitit mitolojisinde Ejder İlluyanka’yla Göktanrı (Theogonia) arasında geçmektedir.[10]

İlluyanka ve Gök Tanrısı arasındaki savaş Malatya Aslantepe Kent Duvarı Kabartması
Foto: EKREM, Akurgal; 2005, Anadolu Kültür Tarihi, TÜBİTAK Yayınları, 17. Basım, Ankara, sayfa: 125.

Vogüé 1868 yılında basılan eserinde Yunanca Casius/Kasion adının Hurri dilindeki Hazzi’den türediğini iddia etmiştir. Ayrıca bir Nebati yazıtında  “Ih qsyw”nin Casios’la ilgili olduğunu tespit etmişti. Boşra’da bir sunak üzerinde bulunan yazıt MS 51 tarihlidir:

“Dh grb ntr’l br nir’l l’lh qsyw   

bšnt 11 Imlkw mlk”

“Bu [sunak] Natirel’in oğlu Natirel, kral Malichus’un 11. yılında Qasiyu tanrısına adandı.”[11]

Vogüé Kasios (QSS) adının Sami etimolojisinden geldiğini düşünüyordu. Casion/Casius adına Hurri dilinden de sıkça rastlanmıştır.

Wyatt, Kasion/Kasius adının Hurri dilindeki Hazzi’den değil, Ugaritik ks/ksů’den türetildiğini öne sürdü.[12]

Hazzi ismi daha eski ve köklü görünmektedir. Buna karşın ks/ksů ismi daha sonraki bir metinde rastlanmıştır ve yalnızca bir kez geçmektedir. Bu çekinceler göz önüne alındığında,   Ugarit dilinde ksử olarak adlandırılsa bile Kasion/Kassion adının Hazzi adından türetildiğini varsaymak daha olanaklı görünmektedir.[13]

Hattuşaş’taki Hitit metinlerinde Hazzi, Fırtına tanrısı Teššub’un hem tahtı hem de mabedinin yeridir. Ullikummi söylencesinde Teššub devasa bir taş canavar olan Ullikummi’ye karşı Hazzi’ de savaşmış ve zafer kazanmıştır.

Fırtına Tanrısı, Yazılıkaya Tanrılar tasvirinde dağ tanrısı üzerinde yükselmektedir. Hazzi-Namni dağ ikilisi Ugarit ve Hurrilerin kozmogonik dağ ikilisi anlayışına karşılık gelir.[14]

Dağ tanrıları Hurri ve Hitit ritüel metinlerinde Hazzi ve Namni olarak belirtilmiştir. Bu Dağların lokalizasyonun yapılması noktasında farklı görüşler ileri sürülmüşse de, Namni adlı Dağ Tanrısı’nın Amanos Dağı (Anti Kasios), Fırtına Tanrı’nın diğer kutsal dağı Hazi/Hazzi ise Hellenistik Dönem’de adı Kasius/Casius olan Kel Dağı olduğu genel kabul görmüştür.[15]

Boğazköy Hitit tabletlerinde Casius/Hazzi Dağı ḫu-uz-zi olarak geçmektedir.[16] Bazı Huri metinlerinde de Hazzi dağı apon/apan Dağı olarak geçer ve denizle dağ-tanrı savaşının apon’da gerçekleştiği ifade edilir.  Huri tabletlerinin birinde “Denizin şarkısını söyleyeceğim” (šir=ad=i=l=e Kiyaše) şeklinde başlayan kaside Rutherford’a göre Hazzi dağı şenliklerinde söylenen bir ritüel metnidir.[17] “Denizin Şarkısı”, Hazzi kültüyle bağlantılı olarak yapıldığı bilinen iki şarkılardan biridir. Ugarit dilindeki Sapan/Baal söylencesiyle paralellik gösteren Denizin Şarkısı tableti Casius Dağı’nın farklı bir edebi metnidir.

Zeus’un Taypho’nla Casius’ta savaştığı gibi, Baal (ya da Baclu) burada deniz tanrısı Yammi ile savaşmıştır.

MÖ 15. yüzyılda Asi Deltası ve Amik Ovası’nı içine alan bölgede varlık gösteren  Mukiš/Alalah Kralı İdrimi’nin otobiyografisinde Casius Dağı’yla ilgili şu ifadeler yer almıştır:

“Yedinci yılda Fırtına Tanrısı bana olumlu bir eğilim göstermeye başladı. Bu yüzden gemiler yaptım ve birliklerimi onlara bindirdim. Deniz yoluyla Mukišhe’ye doğru ilerledim. Casius Dağı’na ulaştım ve karaya çıktım. Şimdi, ülkem adımı duyunca bana büyük ve küçük sığırlar getirdiler ve bir gün, Ni’i, Nuhašše, Mukišhe ülkeleri ve benim şehrim Alalah hep birlikte oldu [birlik oldu]. Benimle barıştılar. Müttefiklerim bunu duyunca yanıma geldiler ve bir anlaşma imzaladık, benimle birlikte onları gerçekten müttefikim olarak kabul ettim.[18]

Ugaritliler, Cassius’u kendi tanrılarının, özellikle de fırtına ve gök gürültüsünün ilahi efendisi Baal’in (Balcu) diyarı ile özdeşleştirdiler. Baal onlara göre boynuzları olan bir tanrıydı. Tanrısallığın dağ olarak tanımlandığı bir cümlede boynuzlardan söz edildiğini görmek şaşırtıcı değildir, çünkü qrn kelimesi birçok Sami dilinde dağın bazı yönlerini belirtebilir.[19]

Ugarit metinleri Baclu’yla ilgili bize birçok veri sağlamaktadır.

Baclu/Balcu Tableti

 

Ugarit Metni:

(1) b‛l . yṯb . k ṯbt. ǵr . hd . r […]

(2) k mdb . b tk . ǵrh . ’il şpn . ˹b˺ ˹˺ […]

(3) ǵr . tlʼiyt . šb‛t . brqm . ˹˺[…]

(4) ṯmnt. ’işr r‛t . ‛ş brq . y[…]

(5) r’išh . tply . ṭly . bn . ‛nh[…]

(6) ’uz‛rt . tmll . ’išdh . qrn[…]

(7) bt. ‛lh . r’išh . b glṯ . b šm[m …]

(8) [ ]. ˹’i˺l . ṯr . ’it . ph . k ṯt . ǵbt .[…]

(9) [          ]˹m˺  k yn . ddm . lb˹h˺ […]

(10) [                 ]˹˺  yt . š[…]

Verso (arka tarafı)

(11’) [                           ] ˹˺[…]

(12’) [                     ]˹t˺h I ˹˺[…]

(13’) [                     ]˹I˺ẓr . ’ur […]

(14’) [                 ]skt . n‛mn . nbl […]

(15’) [ ]˹˺[ ] yşq šmn . šlm . b ş ˹‛˺ [ . trḥş]

(16’) ydh . btlt  . ‛nt . ’uşb‛t˹h˺ [. ybmt]

(17’) I’imm . t’iḫd . knrh . b yd[h . tšt]

(18’) r’imt . I ’irth . tšr . dd ’al[’iyn]

(19’) b‛I . ’ ahbt .

 

 

(1) Baclu bir dağ oturur gibi oturur, Haddu [yatar]

(2) uçurumun suları gibi, Dağında ilahi Sapânu, [İyi]

(3) zafer dağında. Yedi şimşek [onun sesidir],

(4) Sekiz gök gürültüsü hazinesi; Şimşek ormanı onun sağ sabahıdır],

(5) Tallay başının bitlerini temizler, [Bittu Haham,] “gözlerin arasını”.

(6) 3Uzcaratu ayaklarını ovuşturur,

(7) Bt clh, boynuzları. Onun başı göklerde sağanak yağmur altındadır;

(8) (Bu) tanrı, bol sudur. Ağzı iki bulut [çiy] gibidir, (9) [Dudaklar] kavanozlardaki şarap gibidir. Kalbi (10) […]

Verso (arka tarafı)

(11’) [. . .]

(12’) [. . .]

(13’) [.. .] üzerinde [.. .]

(14’) [. . .] dökün, ayrıca iyi[. . .]

(15’) [. . .] Barış yağı bir kaseye dökülür,

(16’) Kızı cAnatu ellerini [yıkar], [Kayınbiraderi] (17’) Li3mu parmaklarını. Eline kanunu alır, boğa şeklindeki arpı

(18’) (arp) koyar göğsüne. Ba’lu’nun aşkını söylüyor (19’) Her Şeye Gücü Yeten, Sevgisi.[20]

“Başı göklerde sağanak yağmur altındadır…” cümleleri tanrı Balcu’nın dağa benzetilme retoriğidir. “Balcu bir dağ oturur gibi oturur” cümlesindeki dağ ise, Casius dağıdır.

Casius Dağı’nın adı bir tanrının isminden türetildiği ve ilahi kökenli diğer dağlarla, Lübnan, Anti-Lübnan ile ilişkilendirildiği kesindir. Tanrılara ithafen burada bir çok ritüel icra edilmekteydi.

Başka Ugarit metinlerinde, kış gün dönümünü takip eden aylarda (aralık-şubat arası),  Balcu ve Spanu (Spanu Balcu’nun evidir) için kurbanlar kesildiği anlatılmaktadır.[21]

Strabo, Antiochenes’in Triptolemos’u bölgedeki Yunan varlığının kurucusu ve hayırseveri olarak onurlandırdıklarını ve ona Kasion Dağı’nda her yıl düzenlenen bir festivalde bir kahraman olarak tapındıklarını bildirir.[22]

Altıncı yüzyıl Bizans tarihçisi Antakyalı John Malalas’ta Casion dağına çıkan Nikator’un ritüellerini anlatır. “Seleukos Nikator bir takım şehirler kurmak istedi ve ilk olarak Suriye kıyılarında inşaatlara başladı. Denize indiğinde dağın üzerinde Agenor oğlu Syros’un kurduğu Palaiopolis adında küçük bir şehir gördü. Xanthikos ayının yani Nisan ayının yirmi üçünde Casius’un Zeus’una kurban sunmak üzere Casius adı verilen dağa çıktı. Kurbanını tamamlayıp eti kestikten sonra kenti nereye kuracağını öğrenmek için dua etti. Ve hemen [bir kartal] sunaktaki eti kapıp Palaeopolis’e doğru taşıdı. Seleucus ve beraberindeki atlılar onu takip ettiler ve atılan eti Palaeopolis’in aşağısındaki Pieria ticaret yerinde deniz kıyısında buldular. Ve şehri işaretledikten sonra hemen temellerini attı; şehre kendi adından sonra Seleucia adını verdi.”[23]

Casius Dağı üzerinde çok az arkeolojik araştırma yapılmıştır. Schaeffer, 1937 baharında kısa bir süre orada çalıştı. Dağın zirvesinde küllerden oluşan, kurban kültü için tekrar tekrar kullanılmasının sonucu olduğu düşünülen 8 m yüksekliğinde bir tümülüs veya enkaz yığınını tespit etmiştir. Schaeffer, Yunan ve Roma dönemlerinde yaygın olarak kullanıldığına işaret eden kazı alanından madeni para kanıtlarını da rapor etmiştir. Şiddetli bir fırtına nedeniyle zirveden geri çekilmek zorunda kalan Schaeffer, zirvenin yakınında (1500 m) bulunan St Barlaam Manastırı’nı incelemiş, daha eski bir tapınağın kanıtlarına rastlamıştır.[24]

Ayrıca manastırla ilgili çok daha detaylı çalışmalar W. Djobadze tarafından yapılmış ve tamamı yayınlanmıştır. Yayınlanan eserinde her ne kadar manastır yapısı vurgulansa da, bölgede bulduğu Zeus-Kasios’un adını taşıyan damgalı çinilere de yer vermiştir. Yunanca ve Latince yazıtları yayınlayan Djobadze, bunların aslında alttaki pagan tapınağına ait olduğu sonucuna varmıştır.[25]

Casius Dağı’nın Seleukoslar zamanında da kutsal bir dağ olduğunu Malalas, Strabon ve diğer tarihçilerin anlatımlarından biliyoruz. Ancak, Djobadze’nin Casius Dağı’nda  MÖ. 2. yüzyıla tarihlenen bir yazıtı keşfetmesi, Seleukosların Casius Dağı’ne verdikleri önemi belgelemektedir.

 

Seleucoslar’ın Casius Yazıtı

 

Κατὰ συνχώρησι[ν τῆς]

Σελευκέων προβ̣[ουλῆς]

Δαμασίας Ἀγα[θοκλέ]-

ους Ἰουλιεὺς ὁ [καὶ Λαοδι]-

κεὺς τὸν ἀ̣[νδριάντα]

τῆς Τύχ[ης τῆς Ἰουλιέων]

τῶν κα[ὶ Λαοδικέων]

[τ]ῶ̣ν π̣ [ρὸς θαλάσσῃ]

[τῆς ἱερᾶς καὶ ἀσύλου]

[καὶ αὐτονόμου καὶ]

[ναυαρχίδος πόλεως]

1[ἐκ τῶν ἰδίων ἀνέστησεν].

 

Tercüme: Divan Başkanlığının onayı ile

Seleukoslulardan Laodikyalı Damasias, Agathokles’in oğlu Julian

masrafları kendisine ait olmak üzere heykelini dikti.

Kutsalın, dokunulmazlığın, özerkliğin Tyche’si,

ve Amiral Jülyenlerin ve deniz kıyısındaki Laodikyalıların şehrine.[26]

Metin birkaç farklı varyantta okunabilir. Ancak net olan Seleukosların Casius Dağı’nın kutsal zirvesine bir heykel diktikleridir. Antakya’yla özdeşleşen Tyche’nin metinde geçmesi ayrıca anlamlıdır.

Casius Dağı’nın zirvesi, Seleukos başkanları (yöneticileri) için sütün dikecek ve tanrıların onayını isteyecek kadar önemliydi. Bunun yanı sıra burası halka açık bir yer statüsüne de sahipti.

Roma İmparatorları da Casius dağına önem atfetmekteydiler. Malalas 361 yılında Perslere karşı sefere çıkan Julian için “…büyük bir orduyla birlikte Perslerin üzerine yürüdü ve Antakya’ya çıktı. Orada, Antakya’dan altı stadia uzaklıkta bulunan Casius adlı dağa çıktı ve dağda Casius’un tanrısı Zeus’a binlerce kurban sundu.”[27]

Casius ismine kişi ismi olarak da rastlamaktayız. Roma İmparatoru 1. Leo zamanında (hükümdarlığı 457-474) Geo kabilesi lideri “Quaestor[28] İsocasius” bu kişilerden biridir.[29] İsocasius 468’de Helen olmakla suçlanarak tutuklandığını görüyoruz.[30] Burdaki “Helen olmak” pagan olmak anlamındadır. Isocasius Constantinapolus’e gönderilerek yargılanmıştır.[31]  Casius şahıs isimi bir pagan ismiydi. Antakya’da bahsi geçen yıllarda Paganlara karşı büyük bir Hıristiyan baskısı olduğunu bilmekteyiz. Casius ismi paganlar arasında uzun dönemler varlığını sürdürmüştür. Antakya Hıristiyanları ise çocuklarına bu ismi artık vermemekteydiler. [32]

 

Foto: Casius Dağı W. H. Bartlett 1836 Londra

Acta Pauli et Theclae adlı eserde, I. Nikatorun kurduğu bir diğer şehir olan Seleucia ad Calycadnum’da (bugünkü Silifke)   I. yüzyılda yaşamış ünlü şifacı Azize Thecla’nın “Aegaelı  İnancsız Sofist Isocasius”a  şifa verdiği anlatılmaktadır.[33]

150-235 yıllarında bugünkü İznik’te yaşamış olan ünlü Roma tarihçisi Dio’nun ön ismi de Casius’tur. Babası Cassius Apronianus Roma’da senatörlük görevinden başka Lykia-Pamphilia’da proconsul, Cilicia’da  propraetore ve son olarak Commodus Dönemi’nde (177-192) consul olarak görev yapmıştır.[34]

Hristiyanlık inancı Roma’da yayılmadan önce Pagan ismi olarak Casius/Cassiu ismi yaygındı. Jul Sezarın ölümünde büyük rol oynayan ve Bürütüsü kışkırtan Romalı generalin adı Cassius Longinus’tur.

Hıristiyan keşiş Barlaam 4. yüzyılda Kasion Dağı’na gelip manastır kurmuş, dağı pagan geçmişinden arındırmıştır. 30-40 yıl öncesine kadar bölge Hıristiyanları “Azizin Bayramı” olan 19 Temmuz’da dağda toplanırlardı.

Arap Alevilerin doğan güneşe ve yüksek yerlere dua etme eğilimiyle bağlantılı olarak Cebel-i Akra’ Aleviler için de kutsallık barındırmaktadır. Ancak bu dağa dair bir tapınma ritüellini kanıtlayacak belge ya da bilgi bulunmamaktadır. Dussaud eserinde Nusayriler arasında kadim pagan astral kült geleneklerinin varlığını sürdürdüğünü ve aynı zamanda yüksek yerlere olan düşkünlüklerini anlatır.[35]

Günümüzde Kel Dağ’la ilgili bölge halkının hikaye/efsanelerine rastlamaktayız. Yayladağı’ndan derlenen bir hikayeye göre; Antakya kralının kızı bir türlü uyuyamaz. Bu kız uyuyamadığı için ata bindirilir ve tüm şehir dolaştırılır. Sonunda Yayladağı’ndaki Hayvancık Dağı’na gelirler. Kız, orada atın üstündeyken uykuya dalar. Bunun üzerine kral, oraya saray ve büyük bir meyve bahçesi yaptırır. Öyle büyük bir bahçe ki insanın ayağı yere değmeden 10 dönüm boyunca daldan dala atlayarak gidebilir. Bu mekânda sarnıç kalıntıları da bulunmaktadır.[36]

Günümüzde Kel Dağı’n tepesine askeri üs kurulmuş ve bazı bölgeler askeri alan ilan edilmiştir. Buda Kel Dağı ve civarının turizm potansiyelinin değerlendirilememesine neden olmaktadır. Kel Dağı’nda yapılacak arkeolojik kazılar, bölgenin Antik dönemiyle ilgili önemli veriler sunacağı kuşkusuzdur.

[1] KARATAŞ, Atilla,  2010 “Hatay İli’nin Su Potansiyeli ve Sürdürülebilir Yönetimi”, YL Tezi, MKÜ, Hatay, sf: 35.
[2] KORKMAZ, Hüseyin-KARATAŞ, Atilla-BOM, Ahmet; 2010, “Akıncı Burnu-Keldağ (Hatay) Arasının Kıyı Jeomorfolojisi”, Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu, Afyon, sf: 152-166.
[3] DÜZENLİ, Atabay-ÇAKAN, Halil-ERDOĞAN Eyüp; 1996,  Musa ve Kel Dağının Florası, TÜBİTAK, Adana, sf: 7.
[4] YILDIRIM, Nurgül, “Çivi Yazılı Kayıtlardan Hellen Kaynaklarına Hazi’den Kasios’a Doğu Akdeniz’in
Tanrılar Dağı Kılıç Dağ” Cedrus X (2022) sf: 1-21.
[5] STRABO; Geography, 1923, Translation HORACE Leonard Jones, Volume I, Harvard Üniversity Press, England, sf: 207, 217.
[6] STRABO; Geography, 1819, Braduite Du Grev En:Francçais CINQUIÈME, Tome, Paris, sf: 176.
[7] COLLAR, Anna C. F.-EVE, Stuart James; 2020, “Fire for Zeus: using Virtual Reality to exploreMeaning and experience at Mount Kasios”, World Archaeology, 52:3, 530-547.
[8] STRABO; Geography, 1819, Braduite Du Grev En:Francçais CINQUIÈME, Tome, Paris, sf: 203.
[9] COLLAR, Anna C. F.-EVE, Stuart James; 2020, “Fire for Zeus: using Virtual Reality to exploreMeaning and experience at Mount Kasios”, World Archaeology, 52:3, 530-547.
[10] EKREM, Akurgal; 2005, Anadolu Kültür Tarihi, TÜBİTAK Yayınları, 17. Basım, Ankara, sayfa: 125.
[11] VOGÜE, M. De.; 1868. “Inscriptions cypriotes inédites”. Journal Asiatique, VIe série, 11, sf: 77.
[12] WATSON, W. G. E. – Wyatt, N.; 1999 Handbook of Ugaritic Studies (HdO Brill) Köln, sf: 623
[13] HEALY, John; Law And Religion Between Petra And Edessa, 2011, New York sf: 143.
[14] HAAS, Volkert; 1994, Geschiche Der Hethitischen Religon, Köln , sf: 137
[15] YILDIRIM, Nurgül; “Çivi Yazılı Kayıtlardan Hellen Kaynaklarına Hazi’den Kasios’a Doğu Akdeniz’in
Tanrılar Dağı Kılıç Dağ” Cedrus X (2022) sf: 1-21.
[16] LAROCHR,  Emmanuel; 1965, Mythiologie Anatolienne, Paris, sf: 91
[17] Rutherford, Ian C.; 1991, “The Song Of The Sea”   (ŠA AB.BA. SÌR): Thoughts on KUB 45.63”, 4. Hittitology Congress, s. 598-609.
[18] GREENSTEIN, Edvard I.-MARCUS, David; 1976, “The Akkadian Inscription Of Idrimi” JANASCU, Vol:8, sf:59-96.
[19] PERDEE, Dennis; Les Textes Para-Mythologiques de la 24e Campagne (1961), Paris 1988, sf:144-145.
[20] PERDEE, Dennis; Les Textes Para-Mythologiques de la 24e Campagne (1961), Paris 1988, sf: 119-126
[21] PARDEE, Dennis; 2002. Ritual and Cult at Ugarit. Brill: Atlanta, sf: 102.
[22] COHEN, Getzel M.; The Hellenistic İn Syria The Red Sea Basin, And North Africa, 2006, University of California USA, sf:126.
[23] HEALY, John; Law And Religion Between Petra And Edessa, 2011, New York sf: 146. Ve Chronicle of John Malalas, Books VIII-XVIII, 1940, İngilizceye çeviren DOWNEY Glanville, Chicago, sf: 13.
[24] ALIQUOT, Julien; “A Laodicean On Mount Casius”, HAL Id: halshs-01708746
https://shs.hal.science/halshs-01708746 Submitted on 1 Feb 2020, sf: 157-168.
[25] DJOBADZE, Wachtang;  Archeological İnvestigations İn The Region West Of Antioch On The Orontes, 1986, Stuttgart, sf:201-205.
[26] ALIQUOT, Julien; “A Laodicean On Mount Casius”, HAL Id: halshs-01708746
https://shs.hal.science/halshs-01708746 Submitted on 1 Feb 2020, sf: 157-168.
[27] Chronicle of John Malalas, Books VIII-XVIII, 1940, İngilizceye çeviren DOWNEY Glanville, Chicago, sf: 73.
[28] Quaestor: Antik Roma’da, İmparatorluk döneminde yargıç, Cumhuriyet döneminde, vergilerin toplanması, sikkelerin basılması, aylıkların dağıtılması ve hazinenin denetlenmesi gibi görevleri bulunan, bir yıllığına atanmış yüksek dereceli mali memur.
[29] Chronicle of John Malalas, Books VIII-XVIII, 1940, İngilizceye çeviren DOWNEY Glanville, Chicago, sf: 89-90
[30] AYDIN, Fuat; 2016, “Antakya Hıristiyanlığı ve Hıristiyan Kredosunun Belirlenmesine Yolaçan Tartışmalardaki Rolü” İslami İlimler Dergisi, Ehl-i Kitap (Hıristiyanlık (Özel Sayısı), Yıl 11, Cilt 11, Sayı 2, Güz 2016, sf: 83-108.
[31] Chronicle of John Malalas, Books VIII-XVIII, 1940, İngilizceye çeviren DOWNEY Glanville, Chicago, sf: 90
[32]
[33] CANEVELLO, Sevim Ayteş; 2015 Şifaverici Azize Thecla: Mucizeleri ve Olbalı Çocuk”, Selevcıa ad Calycadnvm,  Sayı: 5, Mayıs 2015, sf: 185-196.
[34] BOYANA, Hülya – TÜRKAN, Ahmet; “Cassius Dio Cocceianus’un Hayatı ve Tarihçiliği” Tarih AraştIrmaları Dergisi, Yıl: 2019, Cilt :38, Sayı: 65, sf: 1-20.
[35] RENE, Dussaud; Histoire et religions des Nosairis. Paris, 1900, sf: 78-79, 96-98.
[36] HATUNOĞLU, Bazlı Bal; 2023, “Hatay Efsanelerine Sembolik Yaklaşım”, Fırat Üniversitesi, DT, Elazığ, sf: 343.

23 Mayıs 2024

İlgili Terimler :

İlgili Kategoriler

Instagram'da Bizi Takip Edebilirsiniz...

Bizimle ilgili tüm haber ve gelişmelerden haberdar olmak için Instagram’da takip edebilirsiniz.
@antakyatarihi.com.tr

İLETİŞİM: 0538 955 2706

MAİL bilgi@antakyatarihi.com.tr

ADRES: Antakya - Hatay