Hassa
Akdeniz Bölgesi’nin Adana Bölümü’nde bulunan Hassa, Hatay ilinin 80 km. kuzeyinde yer alır. 576 km² yüz ölçüme sahip olan ilçe doğuda Suriye, batıda kuzey-güney yönünde uzanan Amanos Dağları, güneyde Kırıkhan ilçesi, kuzeyde Gaziantep İli İslahiye ilçesi, kuzeydoğuda Kilis İli Musabeyli ilçesi ile komşudur. Kahramanmaraş-Hatay graben hattı üzerinde yer alan ilçenin güneyi verimli Amik Ovası, doğusu bazaltik lavların oluşturduğu leçelik alan, batısı birden yükselen Amanos Dağları ve kuzeyi ise İslahiye Ovası ile çevrilidir. Hassa, Akdeniz Bölgesi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesini birbirine bağlayan önemli bir geçiş noktasında yer alır.
Hassa ilçesi, doğusunda bulunan ve Türkiye ile Suriye arasında doğal bir set oluşturan Kurt Dağları ile batısındaki Amanos Dağları arasında uzanan tektonik kökenli bir ovada bulunmaktadır. Amanos Dağları’nın Hatay sınırları içinde en yüksek noktasını ilçenin batısındaki Mığır Tepe (2.240 m.) teşkil etmektedir. Bunun yanı sıra Kuşçu Tepesi (2.076 m.) de Amanos Dağları’nın ilçe sınırları içindeki önemli tepelerindendir. Yaklaşık 175 km. uzunluğunda olan bu dağ silsilesi Kahramanmaraş Sır Baraj Gölü’nden başlayıp Samandağ kıyılarına kadar uzanır. Ortalama yükseltisi 2000 m olan Amanos Dağları, Hassa ile İskenderun Körfezi arasında bir set oluşturur. İlçenin doğusunda kuzey-güney doğrultulu uzanan Kurt Dağları’nın ortalama yükseltisi 1000-1500 m dir. İlçenin doğusundaki Suriye sınırı bir siyasi sınır özelliğindedir. Meidane Ekbez’in kuzeyinden başlayan bu sınır güneye doğru Karasu Çayı’nı takip ederek Kaletepe’nin (Kırıkhan) kuzeydoğusunda Karasu Çayı’ndan ayrılır. Kurt Dağları (Suriye) ile Hassa leçeliklerini birbirinden ayıran bu bu hat aynı zamanda Hassa-Suriye sınırını oluşturur. Yaz mevsiminde debisi iyice azalan Karasu Çayı, tarım alanlarını sulamada da kullanıldığı için kurumaktadır. Bundan dolayı yaz mevsiminde Hassa-Suriye arasındaki bu doğal sınır ortadan kalkmış olmaktadır Suriye’deki iç savaş sınır güvenliğimizi tehlikeye soktuğu için Türkiye-Suriye sınırında “güvenlik duvarı” oluşturulmuştur. Genel itibariyle Akdeniz ikliminin hâkim olduğu Hassa ilçesi, Akdeniz kıyı bölgesi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi arasında bulunmaktadır. Bu konumuyla ilçe, Karasal iklim ile Akdeniz ikliminin geçiş kuşağında yer almaktadır. Yazları sıcak ve kurak, kışları ise serin ve yağışlı geçmektedir. İlçede en düşük sıcaklıklar ildeki diğer tüm istasyonlarda olduğu gibi Ocak ayında (0 ᵒC) görülürken en yüksek sıcaklıklar ise Ağustos ayında (40 ᵒC) ölçülmüştür. İlçe genelinde yıllık ortalama sıcaklık 17,8 ᵒC’ dir. İlçenin batısında adeta bir duvar gibi yükselen Amanos Dağları, Akdeniz’den gelen nemli denizel hava kütlelerinin içerilere girmesini engeller. Fakat bölge coğrafyası doğudan gelen hava kütlelerine açık olduğu için Hassa’da karasal iklim özellikleri daha belirgin görülmektedir. Akdeniz iklim kuşağında bulunan Hassa ilçesinde en fazla yağış kışın, en az yağış ise yaz aylarında düşer. Yaz aylarında neredeyse yok denecek kadar az yağış düşer. En yağışlı ay Ocak ve Şubat iken, en az yağışın görüldüğü ay ise Temmuz ve Ağustos aylarıdır. Bölgede Akdeniz ikliminin karakteristik bitki örtüsü görülmektedir. Yerleşimin daha az görüldüğü dağlık alanlar kızılçam ve meşe ağaçlarından oluşan ormanlarla kaplı iken, insan etkisinin daha çok görüldüğü, tarıma elverişli ovalık alanlarda bitki örtüsü büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Kahramanmaraş-Hatay grabeninde yer alan Hassa ilçesi, yer şekilleri, toprak özellikleri, iklim şartları, bitki örtüsü ve su kaynakları gibi fiziki özellikleriyle yerleşime çok uygundur. Bunun yanı sıra en eski çağlardan beri önemini kaybetmeyen yollar ve geçitler güzergâhında bulunması, ilçenin önemini daha da arttırmaktadır.
Tüm bu özellikleriyle Hassa, bölgede yaşayan toplulukların bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek özelliklere sahiptir. Bu nedenle Hassa ve çevresi eskiçağlardan beri insan topluluklarını dikkatini çekmiştir. Hassa’yı önemli kılan özelliklerin başında Anadolu ile Suriye ve dolayısıyla Mezopotamya’yı birbirine bağlayan yol üzerinde bulunması gelmektedir. Hassa ve çevresi, sahip olduğu stratejik konumun yanı sıra zengin doğal ve kültürel özellikleri nedeniyle birçok uygarlığın egemenlik mücadelesine sahne olmuştur. Özellikle ilçenin batısında adeta bir duvar gibi yükselen Amanos Dağları sedir, selvi ve şimşir gibi inşaat için gerekli olan ağaçlarla kaplı olması ve birçok doğal geçidin bulunması nedeniyle Mezopotamya uygarlıklarının dikkatini çekmiştir. Akad Kralı Naramsin’in Amanos Dağlarından bahsettiği tabletlerinde geçen “O Amanos’u, Sedir Dağı’nı itaati altına aldı” ifadesiyle, Naramsin’in bu bölgeyi ele geçirdiği anlaşılmaktadır. Sargon’un, Anadolu’ya yaptığı seferleri anlatan belgelerde ordusunu sık ormanlarla kaplı Amanos (Sedir) Dağları’ndan geçirmek için bazı yerlerde ağaçları kestirdiği ifade edilmektedir. Akad İmparatorluğu yıkıldıktan sonra bile Mezopotamya uygarlıkları bu bölgenin ormanlarından yararlanmaya devam etmiştir. Hassa ve çevresi, Hititler ile en hareketli dönemini yaşamıştır. Anadolu’nun ilk merkezi imparatorluğunu kuran Hititler, Kuzey Suriye’ye ayrı bir önem vermişlerdir. Çünkü burayı ele geçirerek hem ekonomik hem de politik kazanç sağlayacaklardı. Bu yüzden Hititler her fırsatta Kuzey Suriye’ye sefer düzenlemişler ve bu seferlerde Hassa’nın tarihi ve doğal yollarını da kullan mışlardır. Kuzey Suriye’de ve Doğu Akdeniz’de Hitit hâkimiyetinin kurulması ve bunun siyasi ve ekonomik sonuçları, Hitit ile Mısır arasında mücadelelere sebep olmuştur. M.Ö. 1296’da meydana gelen bu savaşta Hitit askeri güçleri, Amanos Dağları’nın üzerindeki geçitleri kullanmışlardır. M.Ö. II. bin yılda Anadolu’nun en önemli siyasi güçleri olan Hitit İmparatorluğu ve Hurri-Mitanni Devleti, M.Ö. 1200 yıllarında meydana gelen bir yıkım neticesinde tarih sahnesinden çekilmişlerdir. Bu yıkımı, muhtelif merkezlerde yapılan arkeolojik veriler de desteklemektedir. Bu yıkımdan kaçan halklar Anadolu’nun güneyine ve Kuzey Suriye bölgelerine yerleşmişler ve buralarda küçük şehir devletleri kurmuşlardır. Kendilerini Hitit İmparatorluğunun bir devamı olarak gören bu şehir devletlerine tarihçiler Syro-Hitit Devletleri, Geç Hitit Devletleri ya da Doğu Luviler gibi çeşitli isimler vermişlerdir. Bu dönemde Sam’al ve Pattina-Unqi şehir devletlerinin arasında kalan Hassa, önemli bir merkez olma özelliğini sürdürmüştür. Hassa ve çevresi, İskender’in generallerinden Selevkos I. Nikator’un Hatay’da Selevkos Krallığı’nı kurmasıyla birlikte Hellen hakimiyetine girmiştir. Bölgede rastlanan arkeolojik veriler Hellen hakimiyetini kanıtlamaktadır. Bölge, Hellenler’den sonra uzun yıllar Roma hâkimiyetinde kalmıştır. Öyle ki Hassa, Roma’nın Kuzey Suriye politikasında önemli bir konumda bulunduğu için yoğun bir yerleşime sahne olmuştur. Roma dönemine ait arkeolojik verilere ilçenin muhtelif yerlerinde rastlanmaktadır.
Hassa’da bulunan bazı tarihi yerleşimler şunlardır:
Saylak Yerleşmesi
Salmanuşağı Höyük
Kılıçdere Mağarası
Koruhöyük Mağarası
Kaletepe Kalesi
Tiyek Höyük
Tespel Höyük
Aşağı Karafakılı Mahmut Abdal Höyük
Kargagediği Höyük[1]
19. yüzyılda Gâvurdağı yöresinde asayiş bozulmuş, huzur kalmamış, Sivas vilayeti sınırlarından İskenderun iskelesi, Beylan ve Antakya kazaları sınırına kadar olan geniş bölgede isyan hareketleri baş göstermişti. Devlet bu bölgeyi ıslah etmek ve düzeni yeniden kurmak için bir fırka (tümen) oluşturdu. ”Fırkai Islahiye” adı verilen bu ordunun komutanı Müşir Derviş Paşa, mülki konulardaki yetkilisi Ahmet Cevdet Paşa idi. Ordu 1865 yılı ortalarında İskenderun’a geldi. Belen yoluyla Amanos dağları geçilerek harekâta başlandı, isyancı aşiretler itaat altına alındı, bölgede huzur sağlandı. Ordunun konakladığı yerde bir kışla yapıldı. Hacılar, Tiyek ve Akbez nahiyeleri birleştirilerek bir kaza oluşturuldu ve kaza merkezi olmak üzere kışla yanında birkaç yüz hanelik bir kasaba inşa edildi. Buraya ilk önce Hassa taburları ayak bastığı için kasabaya “HASSA” adı verildi. Buraya üç nahiyenin halkından bir kısmı nakledildi. Bundan sonra Halep vilayetinin idare yapısı yeniden düzenlendi. Yeni düzenlemede Antakya, Reyhaniye, Payas, Beylan, İskenderun (İskenderun Belen’e, Belen Payas’a bağlı), Ordu (Cisrişşuğur’a bağlı), Hassa (İslahiyeye bağlı), Halep vilayeti sınırları içinde yer aldı.
Türkiye ile Suriye arasında çizilen sınıra göre Dörtyol (Payas dahil) ve Hassa Türkiye sınırları içinde kalmış, Fransızlar 1921 yılının son günlerine kadar Erzin’i ve Dörtyol’u boşaltarak güneye çekilmişler, daha sonra durumu ihtilaflı olan Hassa da sınırlarımız içine alınmıştı. 1922 yılı sonunda Belen kaza teşkilatı, halkının çoğu dışarıdan gelen Ermenilerden oluşan Kırıkhan’a nakledildi; Kırıkhan ilçe, Belen ise Kırıkhan’ın nahiyesi oldu.
Hatay’ın Türkiye’ye ilhakından sonra 7 Temmuz 1939 tarih ve 3711 sayılı Kanunla Hatay Vilayeti kuruldu ve Seyhan’dan Dörtyol kazası, G.Antep’ten Islahiye’ye bağlı Hassa nahiyesi (kaza olarak) alınarak Hatay’a bağlandı.[2]
19. Yüzyılın ikinci yarısında Hassa Nüfusu
Bu yıllarda Hassa, Maraş Sancağına bağlı bir kaza durumundaydı.
1868 Hassa Nüfusu[3]
| Millet | Nüfus |
| Hristiyan | 252 |
| İslam | 2.680 |
| Toplam | 2.932 |
1869 Hassa Nüfusu[4]
| Millet | Nüfus |
| Musevi-Kıpti | 36 |
| Hristiyan | 295 |
| İslam | 2.944 |
| Toplam | 3.275 |
1871 Hassa Nüfusu[5]
| Millet | Nüfus |
| Musevi | 36 |
| Hristiyan | 309 |
| İslam | 2.936 |
| Toplam | 3.280 |
1876 Hassa Nüfusu[6]
| Millet | Nüfus |
| Musevi | 6 |
| Hristiyan | 354 |
| İslam | 3.618 |
| Toplam | 3.978 |
1868 Hassa Nüfusu[7]
| Millet | Nüfus |
| Hristiyan | 252 |
| İslam | 2.680 |
| Toplam | 2.932 |
1869 Hassa Nüfusu[8]
| Millet | Nüfus |
| Musevi-Kıpti | 36 |
| Hristiyan | 295 |
| İslam | 2.944 |
| Toplam | 3.275 |
1871 Hassa Nüfusu[9]
| Millet | Nüfus |
| Musevi | 36 |
| Hristiyan | 309 |
| İslam | 2.936 |
| Toplam | 3.280 |
1876 Hassa Nüfusu[10]
| Millet | Nüfus |
| Musevi | 6 |
| Hristiyan | 354 |
| İslam | 3.618 |
| Toplam | 3.978 |
[1] SÖYLEMEZ, Beyazıt. (2017). “Hassa İlçesinde Tarihi ve Arkeolojik Araştırmalar”, Anasay, Sayı: 1, sf: 163-182
[2] https://antakyatarihikentmerkezi.ktb.gov.tr/TR-349904/tarihce.html
[3] Halep Vilayet Salnamesi, H.1285 (1868) Def’a 2; Halep Vilayet Matbaası Sayfa 298.
[4] Halep Vilayet Salnamesi, H.1286 (1869) Def’a 3; Halep Vilayet Matbaası Sayfa 227
[5] Halep Vilayet Salnamesi, H.1288 (1871) Def’a 5; Halep Vilayet Matbaası Sayfa 183
[6] Halep Vilayet Salnamesi, H.1293 (1876) Def’a 9; Halep Vilayet Matbaası Sayfa 155
[7] Halep Vilayet Salnamesi, H.1285 (1868) Def’a 2; Halep Vilayet Matbaası Sayfa 298
[8] Halep Vilayet Salnamesi, H.1286 (1869) Def’a 3; Halep Vilayet Matbaası Sayfa 227
[9] Halep Vilayet Salnamesi, H.1288 (1871) Def’a 5; Halep Vilayet Matbaası Sayfa 183
[10] Halep Vilayet Salnamesi, H.1293 (1876) Def’a 9; Halep Vilayet Matbaası Sayfa 155
